Koç Okulu’nun yeni lise binası
tasarlanırken onun, popüler kültürün bir tüketim nesnesi olmamasına, hep
oradaymışçasına inşa edildiği yerle ve Koç kültürüyle, hafızayla hemhal olmuş
bir yapı olmasına özen gösterilmiştir. Kütlesel biçimlenişi büyüyebilme stratejilerine yanıt verecek, yeni yapılarla mevcut
yapıları birbiriyle ilişkilendirecek ve doğayı iç mekanla bütünleştirecek
şekilde kurgulanmıştır. Yapının mekânsal tasarımındaki motivasyon ise hacmi ve
hareketi –fleksibıl mekanlar, galeriler, köprüler, amfilerle- organize ederek kullanıcı
deneyimine sunulan bir yaşantı alanı oluşturmaktır.