Haydarpaşa Garı ve Arkeoparkı
Haydarpaşa Garı, trenle Anadolu’dan gelip merdivenlerinde ilk kez gördükleri İstanbul’a sevdalananların mekanı, Haydarpaşa İskelesi karşı yakadan gelen vapurların Kadıköy’e varmadan soluklandıkları duraktır. Haydarpaşa Garı ve kıyıdaki iskele İstanbul siluetinin klasikleri arasında yer alır. Proje kapsamında Haydarpaşa İskelesi ve Gar yapısal ve işlevsel olarak korunarak deniz ve raylı sistem ulaşım hattı olarak yeniden kullanıma açılmıştır. Haydarpaşa Garı’nın gidiş –geliş tek hatla Söğütlüçeşme Transfer Merkezi’yle ilişkilendirilmesiyle Kadıköy Meydanı’nın ulaşım yükünün hafifletilmesi ve Haydarpaşa’nın yeniden etkinleştirilmesi amaçlanmıştır.
Haydarpaşa dere yatağı bir ekolojik koridor olarak korunmuş, Harem’den gelen kıyı yeşilinin devamlılığı sağlanmıştır. Kıyıda denize yönelmiş seyir amfileri, kafeler ve Haydarpaşa Parkı oluşturulmuştur. Gara ait bakım ve gümrük ambarlarının özellikle çocuklara yönelik bilimsel ve kültürel aktivite mekanlarına –atölyelere- dönüştürülmesi önerilmiştir.
Haydarpaşa Garı’nın arka planında, bölgenin 2500 yıllık tarihine ışık tutacak olan Haydarpaşa antik liman kazı alanı arkeopark olarak tanımlanmıştır. Osmanlı, Bizans, Helenistik ve Klasik dönemlere ait pek çok eseri barındıran bu açık hava müzesi Yeldeğirmeni grid aksı yaya dolaşımıyla iilişkilendirilmiştir.
Kadıköy Meydanı ve Kent Korusu
Kadıköy, kültür merkezi olarak hizmet vermeye hazırlanan tarihi Gazhanesi, Süreyya Operası, Halk Eğitim Merkezi, kıyıda Haldun Taner Sahnesi – Konservatuvar Binası, Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi ve daha pek çok kültür, sanat, eğitim yapısıyla, cami, sinegog ve kiliseleriyle bir kültür şehridir. Kadıköy Meydanı bu kimliği yansıtan bir kültür meydanı olarak tasarlanmıştır.
Kıyı boyunca kesintisiz devam eden ağaçlıklı yaya promenadı, iskeleleri, suya inen seyir basamakları, su sahneleri, sokak performansları platformu, ağaçlar altında panoramaya yönelen tematik kafeleri – meydan kafe, satranç kafe, kütüphane kafe, sanat kafe-, açık sergi alanları, çiçek, gazete-dergi kioskları, büfeleri, silueti tamamlayan kültür yapıları ve Atatürk Heykeli’yle kıyıyı karşılayan bu dikdörtgen meydan insanların yalnızca gelip geçtikleri bir yer olmayıp bir araya gelip ürettikleri, yaşadıkları bir kent mekanıdır.